26 ARALIK 2022
ÖZEL GÜVENLİK GÖREVLİLERİNİN SİLAH BULUNDURMA YETKİSİ VE SINIRI
10.06.2004 tarihli ve 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun kapsamında özel güvenliklerin silah bulundurma ve taşıma yetkisini ele alınmıştır.
Korumanın ve güvenliğin sağlanabilmesi adına silah kullanmak ve taşımak her zaman mümkün değildir.
Özel güvenlik görevlilerinin koruma ve güvenliği sağlayabilmesi amacıyla uygulayabileceği müdahalenin ilk basamağı fiziki önlemler ve güvenlik cihazlarını kullanmak olmalıdır.
Buradaki asıl amaç silah kullanma yetkisinin son çare olarak başvurulmasını sağlamak ve bu yetkiyi kullanırken sınırın aşılmamasını sağlamaktır.
Fiziki önlemlerin bir sonraki aşaması ise komisyonun orantılılık ilkesine uygun olarak canlılar üzerinde kalıcı etkisi olmayan kimyasalların kullanılmasına izin vermesidir.
Bu tedbirlerde yeterli görülmezse silah kullanma yetkisine haiz özel güvenlik görevlileri güvenliği sağlamak amacıyla bu yetkilerini kullanabilir.
İlgili mevzuatın 8.maddesine göre her özel güvenlik görevlisinin silah bulundurma ve taşıma yetkisi bulunmamakta olup özel güvenlik görevlerinin koruma ve güvenlik için silah bulundurma yetkisi yetkili komisyonlar tarafından belirlenir.
Ancak eğitim ve öğretim kurumlarında, sağlık tesislerinde, talih oyunları işletmelerinde, içkili yerlerde silahlı özel güvenlik görevlisi çalıştırılmasına izin verilmez.
Özel güvenlik görevlilerin amacı, kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyetteki özel güvenlik hizmetlerinin yerine getirilmesi olduğundan kamu güvenliği gereğince özel güvenlik görevlileri özel toplantılarda, sahne gösterilerinde, spor müsabakalarında ve benzeri etkinliklerde de silahlı olarak görev yapamaz.
Özel güvenliklerin silah kullanma yetkisi zor kullanma yetkisinin kapsamındadır.
Mevzuattan da açıkça anlaşılacağı üzere silah kullanma yetkisi en son çare olarak başvurulması gereken bir yol iken önlemler almadan hemen başvurmak sınırın aşılmasına ve mağduriyetlerin oluşmasına yol açar.
Özel güvenlik görevlileri görev alanında yaşanılan bir tehlike veya tehdit halinde müdahale etmekle görevliyken aynı zamanda müdahale ederken sınırı aşmamakla da yükümlüdür.
Özel güvenlik görevlilerinin zor kullanma yetkisini kullanılabildiği hallere meşru müdafaa örnek olarak verilebilir.
TCK’nın 25.maddesinde yer alan meşru müdafaanın gerçekleşmesi için bir saldırının olması ve bu saldırının haksız olması, saldırının meşru savunma ile korunabilecek bir hakka yönelik olması ve saldırı ile savunmanın aynı zaman diliminde gerçekleşiyor olması gerekir.
Bu şartların gerçekleşmesi halinde özel güvenlik görevlileri zor kullanma yetkilerinin son aşaması olan silah yetkisini saldırıyı gerçekleştiren kişiye karşı kullanabilir.
Fakat özel güvenlik görevlilerinin kendilerinin veya korumakla yükümlü olduğu 3.kişilerin güvenliğini sağlamak amacıyla silah kullanma yetkilerini kullanırken sınırı aşmamaları gerekir. TCK m.27’e göre; “Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez.”
Bu durumda meşru savunma hakkını kullanan özel güvenliklerin sadece sınırın aşılmasının mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmesi halinde sınırı aşmalarından dolayı haklarında cezaya hükmolunmaz.
Zor kullanma yetkisi kapsamında silah kullanma yetkisine sahip özel güvenlik görevlisi meşru müdafaa kapsamında silah kullanırken asıl amacı saldırıyı bertaraf etmek olmalıdır.
Öyle ki saldırı savunma ile orantılı olmalı ve saldırının sona erdiği an savunmak amacıyla özel güvenliklere verilen silah kullanma yetkisinin de son bulması gerekir.
Aksi takdirde meşru müdafaanın sınırı aşılmış olup özel güvenliklerin söz konusu eylemlerinin suç meydana getirdiği unutulmamalıdır.
Son olarak belirtmek gerekir ki özel güvenlik yöneticilerinin ve görevlilerinin ateşli silahlarını görev alanı dışında veya kanuna aykırı olarak kullanması halinde kartları valilikçe iptal edilir ve bu kişiler bir daha özel güvenlik alanlarında çalıştırılamazlar.
Av. Arb. Gamze Köker Arıkan